SELİNAY BOZKURT – T24
Türkiye İnsan Hakları ve Eşitlik Kurumu, Diyarbakır 3 No.lı T Tipi Kapalı Ceza İnfaz Kurum’unda kötü muamele yasağı kapsamında ihlal uygulandığına dair karar verdi. Verilen kararla, Ceza İnfaz Kurumu’nda tutulan bir mahkûmun darp edildiği, kurum koridorlarında çıplak ayakla yürütüldüğü ve müşahede odasında, yarım saati geçen bir süre boyunca elleri kelepçeli bekletildiği ortaya çıktı. 11 üye ihlal var oyu kullanırken, 2 üyeyse ihlal olmadığına dair karşı oy kullandı. Karşı oylara gerekçe olarak “söz konusu uygulamaların ölçülülük ilkesine uygun olduğu” gösterildi.
Şiddet mi “orantılı güç” mü?
Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu’nda kalan bir mahkum TİHEK’e işkence ve kötü muamele gördüğüne dair başvuruda bulundu. Mahkum başvuru dilekçesinde telefon kulübesine gittiğinde görüş süresine dair bir sorunun oluştuğunu iddia etti.
Sorunu memurlara iletmeye çalıştığında memurun, “Sürekli zile basmayın, zile basan kişiyi darp edeceğim” geri dönüşüyle karşılaştığını belirtti. Dilekçede karşılıklı konuşmaların yaşanmasından sonra kaldığı koğuşa gittiğini, koğuşa gelen hazır kuvvet birimi tarafından darp edildiğini ve kelepçenerek süngerli odaya alındığını söyledi.
Diyarbakır Ceza İnfaz Kurumu mahkumun iddiasını reddetti. Kurum, yazılı görüşünde mahkumun görevlilere agresif bir tavırla “Nasıl iş yapıyorsunuz, hiçbir şeyden anlamıyorsunuz, illa bağırmak mı lazım size” diye bağırdığını aktardı. Görevli personelin mahkuma sakinleşmesi yönünde telkinlerde bulunduğunu ama mahkumun bağırmaya devam ettiğini ekledi. Bunun üzerine kurumun belirttiğine göre mahkuma ‘orantılı güç’ uygulandı. Mahkumunsa müşahede odasına götürülürken memurları tehdit ettiği ileri sürüldü.
7 dakika boyunca darp edilmiş
TİHEK, Ceza İnfaz Kurumu hakkında yapılan başvuru sonucunda Kurum’dan olayın yaşandığı günün kamera kayıtlarını ve mahkumun darp cebir raporunu talep etti. Kuruma sunulan görüntüler ve raporlar kurul kararında yer aldı. Kararda olayların başlangıcı mahkumun kaldığı koğuşun kapısında görevlilerle konuşması olarak ifade edildi.
Konuşmadan yaklaşık iki dakika sonra agresifleşmeye başlayan mahkumun arkadaşları tarafından sakinleştirildiği raporda yer aldı. Sonrasında koğuştaki sandalyelerden birinde çay içmeye başlayan mahkumun içeri giren personeller tarafından dışarı çıkarıldığı belirtildi. Mahkumun öncelikle çıplak ayakla kurum koridorlarında yürütüldüğü, bu sırada ellerinin sırtında tutulduğu, her konuşmak istediğinde de sırtında tutulan ellerine baskı uygulandığı için yere eğilmek zorunda bırakıldığı da raporda aktarıldı.
Kamera görüntülerinin ulaşılamadığı başmemurluk odasına götürülen mahkum bu odada kaldığı 7 dakika boyunca yere yatılarak coplarla darp edildiğini iddia etti. Müşahede odasında da yarım saati aşkın bir süre elleri kelepçeli bir şekilde bekletildiği kamera kayıtlarının ilerleyen kısımlarından anlaşıldı.
Karşı oy çıktı
Mahkum, kararda yer alana göre, kendisine uygulanan “fiziksel zor kullanılma iddiasına” dair başvurusunu 2 gün sonra geri çekmeye çalıştı. Beyanına yönelik yapılan görüşmelerde ilk başvurusundan vazgeçmemesi halinde sevk işlemlerinin gerçekleşmeyeceğinden endişelendiğini açıkladı.
Başvuru geri çekilmeyerek incelenmeye devam edildi. TİHEK tarafından incelenen başvuru sonucunda, Ceza İnfaz Kurumu’nda mahkumun “fiziksel güç kullanımına, bedensel cezaya ve alçaltıcı nitelikte muameleye” maruz kaldığı anlaşıldı. Bu sebepten oy çokluğuyla kötü muamele yasağı ihlali yapıldığına dair karar verildi.
Kuruldan iki oysa bu karara karşı verildi. Gerekçe olarak “ceza infaz kurumlarında geçirilen sürecin ıslah edici ve etkin olabilmesinde disiplin ve güvenlik büyük önem arz etmektedir” dendi. Söz konusu müdahelelerin “gereksiz uzatılmadığı” ve “ölçülülük ilkesine uygun olduğu” da belirtildi.
Daha önce de olmuş
Özgürlük için Hukukçular Derneği’nin 2022 yılında yayınladığı rapora göre söz konusu Ceza İnfaz Kurumu’nda başka kötü muamele ve işkence olayları da yaşandı. 2022 yılında 8 mahkumun kötü muameleye ve işkenceye uğraması da raporda yer aldı.
Havalandırılmaya çıkarılan mahkumlara ters kelepçe takılıp uzun süre bekletildiği, ırkçı hakaretlere ve küfürlere maruz bırakıldığı raporda not edildi.
Derneğin yaptığı incelemede kötü muamele nedeniyle mahkumların vücutlarında ciddi manada yara, morluk ve kırıklar oluştuğu da gözlemlendi.